Babaaalık’ı ilk oluşturmaya karar verdiğimde
sanki hayatımda yeteri kadar baskı unsuru yokmuş gibi bir de yazı yazmaya ara verdiğimde baskı
hissedeceğimi biliyordum. Bugün 4 ay sonra tekrar yazmak için bilgisayarımı
açtığımda daha önceden yazmış olmama rağmen sadece son hallerine getirmediğim
için yayınlamadığım iki yazı olduğunu fark ettim. Bir tanesi Ateş’in 19
Aralık’taki 4. yaş doğumgünüyle olduğu için ve geç yayınlamam yazının güncelliğini
azaltacağı için ilk olarak sizi o yazımla başbaşa bırakıyorum:
Geçtiğimiz hafta cuma günü Ateş’in 4. yaş
doğumgünüydü. Sabah işe giderken kendimi içimden Sezen Aksu’dan İkinci Bahar’ı
söylerken buldum. Yıllardır severek dinlediğim şarkıyı Sezen Aksu’nun oğlu için
doğumunda yazdığını ilk Melisa’dan öğrenmiş ve çok etkilenmiştim. Şarkı sabah
sabah duygularıma tercüman oluyordu. Kendimi ilk hatırladığım günlerden
üniversite mezuniyetime kadar her senem bir öncekinden farklı olduğu için hayat
daha heyecanlıydı. Hala o yıllarda yaşadıklarımı beşinci sınıftayken, lise
2deyken diye sınıflarımla hatırlarım. İş hayatıyla Ateş’in doğumu arasında yaşadıklarımı
ise pek yıllarıyla hatırlayamıyorum. Üniversiteden mezun olduğum 2001 yılından
19 Aralık 2010’a yani Ateş’in doğduğu güne kadarki zamanda anılarımı
birbirinden ayırabildiğim evlilik öncesi
ve sonrası olmaları dışında pek bir kriter olduğunu söyleyemem.
Yaşadığım açık ara en önemli hayat olayı baba
olmak oldu benim için, yeni bir hayat başlarken sanki hayata tekrar başlıyormuş
gibi hissettim. Bunun tehlikeli de olabileceğini bilmeme rağmen hiç bir zaman
duygularımı kısıtlamaya çalışmadım. Bana yakın/uzak çeşitli kişilerden bu
konuda bazı eleştiriler de aldım aslında ama her konuda olduğu gibi bildiğim
yoldan sapmaya hiç mi hiç niyetim yok. Ateş’in doğumundan sonra, anılarımı yine
eskisi gibi Ateş’in yaşlarına göre ayırabilmeye başladım.
Geçenlerde Richard Linklater’ın boyhood (çocukluk)
isimli filmini seyrettim. Richard Linklater da kim diyenlere: Before Sunrise,
Before Sunset, Before Midnight serisi dersem herkes anlar sanırım. Ana
karakteri Mason’ın 5-18 yaşları arasını anlatan film yönetmen Richard Linklater
tarafından gerçek zamanlı olarak yani 12 yıl içinde çekilmiş. Bu dahice filmi
gözümü kırpmadan seyredeceğimi düşünmeme rağmen filmin sonları yaklaştıkça
sonundan korkmaya başladım. Kendimi Mason’ın üniversiteye başlamak için evden
ayrılacağı sahneye hazırlamaya çalıştımsa da film uzasın da o sahne gelmesin
diye düşünüp durdum ve o anı erteleyebilmek için filmin sonunu bir gece sonra
seyrettim. O duygusal sahne geldiği zaman annemin ve babamın beni üniversiteye yollarkenki
gözyaşlarını ve o gözyaşlarının barındırdığı karmaşık duyguları çok daha iyi
anladım ya da belki de anladığımı sandım.
Ateş 14, Atlas 18 sene sonra üniversiteye
başlayacak. 14 veya 18 sene çok uzun gibi geliyor ilk başta düşününce, ama ben
14 sene önceki üniversite mezuniyetimi de 18 sene önceki lise mezuniyetimi de
dün gibi hatırlıyorum…
Not: Ben yazıyı yazdıktan sonra fakat yayınlamadan önce boyhood en iyi yardımcı kadın oyuncu oscar'ını kazandı.
Not: Ben yazıyı yazdıktan sonra fakat yayınlamadan önce boyhood en iyi yardımcı kadın oyuncu oscar'ını kazandı.