Etiketler

9 Mayıs 2020 Cumartesi

Bilinen İlk Troll




Sene 1995, ben Lise 1’e gidiyorum. Ağabeyim Emin de Amerika’da Cornell Üniversitesi’ne gidiyor. O yıllarda Amerika’yla haberleşmek çok zor. Telefon desen bir dakikası bile çok pahalı ama pahalılık bir yana zaten saat farkından dolayı Emin’e telefonla ulaşmak neredeyse imkansız. Mektup yazsan en az 2 haftada gidiyor, o yıllarda PTT’nin APS (Acele Posta Servisi) diye bir servisi var, o bile 1 haftadan aşağı gitmiyor üstüne üstlük APS için postaneye kadar gitmek gerekiyor. DHL o yıllarda yeni Türkiye’ye gelmiş (o zaman dehale deniyor) ama mektubu bile 50 dolara götürüyor Amerika’ya.
Emin bana bir gün internet diye bir şeyden bahsediyor, e-mail dışındakileri anlamakta zorlansam da e-mail Emin’le haberleşmek için çok önemli. Ben de harıl harıl internete nasıl bağlanırım da Emin’le e-mailleşirim diye düşünüyor ve uğraşıyorum. Tabii internet olmadığı için internete nasıl bağlanılır araştırmak da bir o kadar zor. O zaman evde işletimcisi 486 olan bir masaüstü bilgisayarım var, işletim sistemim ise DOS, yani bilgisayarı açtığınızda siyah bir ekran çıkıyor ve bir takım komutları yazarak istediğiniz uygulamayı açıyorsunuz. Windows 95 ise daha çıkmamış ama her yerde reklamları var. Internet denilen ne olduğu belli olmayan şeye bağlanmak için telefona bağlanan modem denilen bir cihaz alıyorum, tabii modemi almak tek başına yetmiyor. Bilgisayar dergileri, bilgisayarcılar falan derken sonunda DorukBBS adında internet servis sağlayıcısı olduğunu iddia eden bir kuruluş buluyorum. Aylar süren çabalarım sonunda bilgisayar, modem, DorukBBS falan derken telefon hattından cızzzt cuzzzt sesleriyle uzun uzun denemeler ve kopmalar sonunda DorukBBS’ye bağlanmayı beceriyorum. Ben internet nedir bilmediğim için sadece e-mail ve ne olduğunu pek anlamadığım ftp haricinde hiçbir servisi olmayan DorukBBS bana inanılmaz geliyor tabii ki. Emin’in e-mail adresini yazıyorum: eso1@cornell.edu, altına mesajımı yazıyorum ve gönderiyorum.  Bir adresin bu kadar kısa olmasını, şehir, ülke vesaire yazmaya gerek olmamasını ve yazdığımın Emin’e dakikalar içinde ulaşma ihtimalini hiç anlamadıysam da e-mailimin Emin’e ulaştığını bir gün sonra sabah bağlandığımda Emin’den gelen cevapla anlıyorum. Emin’in yazdığı e-maili basıp gururla anneme götürüyorum ve sonra anneme e-mail yazmayı öğretiyorum. Öğretiyorum dediysem bunun da çok kolay olduğunu sanmayın. O ana kadar annemin algısında “çocukların gözünü bozma potansiyeli olan ve başından kalkmadıkları bir oyuncak” olan bilgisayar bir anda “Amerika’daki oğluyla hızlı haberleşeceği bir araca” dönüşüyor. Annem eline defterini ve kalemini alıp yanıma geliyor ve bilgisayarı açmaktan başlayarak tüm komutları tek tek not alıyor ve kendi kuşağından çok önce internetle tanışıyor.
Asıl anlatacağım hikayeyse aslında bambaşka. Benim internet servis sağlayıcısı sandığım DorukBBS aslında sadece bir e-mail servis sağlayıcısı ve kendine ait e-mail forumları var. Bugünkü whatsapp gruplarının, internet forumlarının, email listelerinin hepsinin en ilkel hali diyebileceğimiz forumlar aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet forumları:  geyik-f, spor-f, politika-f, sanat-f gibi isimlerinden de anlaşılacağı gibi her konuda değişik tartışma ve sohbet forumları var. Çoğu üniversite öğrencisi olan gençlerin muhabbet ettiği forumlar her girmek isteyene açık. Ben de bir süreliğine geyik-f spor-f falan takılıp eğleniyorum.
Aynı zamanlarda hepimizin çok sevdiği ve yeniliklere çok meraklı başka bir arkadaşımız da internet falan duymuş, evine internet bağlatmaya çalışıyor. Ailesi varlıklı olduğu için de internete bağlanmak için gerekli olabilecek her şeyin en iyisini almış fakat bir internet servis sağlayıcısı bulamadığı için internete bağlanamıyor. O yıllarda İstanbul Barbaros Caddesinde internet cafe olduğunu iddia eden bir yer var. Oraya gidip de boş bilgisayar bulmak için yarım saat bekleseniz bile bu sefer de bağlantı çok yavaş olduğu için o zamanlardaki tek internet tarayıcısı Netscape’te herhangi bir sayfa açılmadan yarım saat bekledikten sonra pes edip evinize geri dönüyorsunuz. Her neyse bu arkadaşımız benim tavsiyem üzerine DorukBBS’ye üye oluyor ve sonra da bu forumların bazılarına katılıyor. Forumların Türkiye’deki ilk forumlar olduğunu ve çoğunlukla üniversite öğrencilerinden oluştuğunu da düşünürseniz muhabbet çok eğlenceli olmasa da terbiye seviyesi çok yüksek. Herkes birbirini bilgisayar başından da olsa tanıyor, en ağır kavgalarda ile hiç küfür olmuyor. Spor-f’te Galatasaraylılar Fenerbahçeliler Beşiktaşlılar birbirini hafifçe kızdırmanın ötesine geçmiyor. Aynı zamanda her hafta sportoto yarışması yapılıyor. Sportotoyu belli bir yaşın altındakiler bilmeyebilir. Sportoto da maçlara bahis yapmanın yasal olmadığı yıllarda Milli Piyango İdaresi’nin çıkardığı 16 maçın sonucunun 1, 0, 2 diye yani maçı kimin kazanacağını bilmeye çalıştığınız bir oyun. Spor-f’te de tamamen zevk amaçlı olan sportoto oyununda kurallar gereği herkesin her hafta bir tahmin yapma hakkı var ama sistem birden fazla tahmin yapmaya açık çünkü delmeye çalışan yok. Bizim arkadaşımız ilk başladığı hafta 10 tahmin birden yapıyor. Sonuçlar açıklandığında o hafta tahmin yapan 10-15 kişiyle birlikte arkadaşımızın 10 tahminiyle birlikte 20-25 tahmin var. Tabi herkes bu arkadaşımıza kızıyor. Arkadaşımız da pişkin pişkin ben 10 kolon oynamıştım diye yazıyor. Bir yandan da bana telefonda gülerek aynı hafta hem birinci hem sonuncu olmayı hedeflediğini söylüyor fakat işin komik yanı ne birinci ne de sonuncu olabilmiş. 10 tahminden 9 tanesini birinci olmak için 1 tanesini de sonuncu olmak için yapmış ama ikisini de becerememiş ve orta sıralarda 10 defa ismi geçiyor. Aynı arkadaşımız bunun üzerine spor-f’ten çıkıyor bu sefer de sohbetin çok düzeyli olduğu geyik-f’te adamın biriyle küfürleşip muhabbeti sıkıysa bilmem nerde buluşalıma getiriyor. Özelden yaptığı yazışmayı ne kadar eğlendiğini anlatmak için bana gönderiyor, ben de yazışma grupta yapıldı sanıp yanlışlıkla gruba cevap yollayınca ortalık karışıyor. Kurulduğundan beri dostluk çerçevesinde yürüyen forumdaki küfürleşme ve dövüşme davetleri sonucunda sevgili arkadaşımız ve kavga ettiği kişi forumdan atılıyorlar ve muhtemelen Türkiye’de bir internet forumundan atılan ilk kişiler olarak tarihe geçiyorlar.
Bütün bunları anlatmamın asıl sebebiyse troll dendiği zaman tek anladığımızın mağarada yaşayan canavarlar olduğu, bugünkü internet trollerinin çoğunun anasının karnında bile olmadığı yıllarda trollüğün öncüsü diğer bir deyişle bilinen ilk trollün hepimizin bir arkadaşı olmasıdır.
SON


2 yorum:

Unknown dedi ki...

Çok beğendim,anlatımın çok net.Hikayen de çok güzel,keşke seni o zaman tanıyor olsaydım diye düşündüm.İnterneti öğrenmekte bu kadar geç kalmazdım ,tebrik ediyorum seni,sevgili Levent.

Babaaalık dedi ki...

Yorum için çok teşekkürler. İsmin Unknown olarak çıkmış :))