Bir baba blogu oluşturmaya karar verdiğime göre ilk olarak
ailemden bahsetmem lazım: Ateş adında
Aralık'ta 4 yaşında olacak dünyalar tatlısı bir çocuk ve Atlas adında 3
haftalık, minicik, güzeller güzeli bir bebeğin babası, sevgili Melisa’nın kocasıyım.
İki gün önce Ateş'i uyuturken kendimi “Bir baba blogum olsa, daha önce de niyetlenmiştim, evet evet bir baba blogu oluştursam”
diye düşünürken buldum. Yazı yazmayı severim, söyleyecek çok şeyim de var,
neden yapmayayım ki? Ama çok iyi biliyorum ki mesele başlatmak değil devam
ettirmek, o yüzden blogun geleceği olur mu şimdiden bilemiyorum.
Günümüz babaları olarak birçoğumuz çocuklarımızın hayatında
en az anneleri kadar yer alıyoruz fakat maalesef birçok şey ebeveynlere göre
değil annelere göre dizayn edilmiş durumda. Çocuk eşyaları satan e-mağazalarda
anne-çocuk departmanları, annelerden tavsiyeler, annelerin beğendikleri gibi
kategoriler bulmakta hiç zorlanmazsınız ama 4 yıldır “babaların tavsiye
ettikleri” benzeri bir yazı okuduğumu hiç hatırlamıyorum. Ebeveynlik blogları
da çoğunlukla anneler tarafından yapıldığı için bizim yaşadıklarımızı yazan bir
klavye olmaya niyetlendim.
Beni bilgisayar başına oturtan ikinci önemli etken de ebeveynlik
stilleri: profesyonellerin söylemleri, çevremden duyduklarım ve içimden gelenler
arasındaki bocalama. Ben bu üçünden çoğunlukla üçüncüsünü tercih ettim bugüne
kadar ama evde çok zorlandığım zamanlar da sıklıkla oluyor. Sanırım bunların
hepsine ayrı ayrı değineceğim.
3 yorum:
Sevgili Levent, bir "meslektaşın" olarak yazılarını merakla bekliyorum. Ve bu arada tebrikler: "Amaan nasılsa bir gün yazarım"dan başlayıp bu noktaya gelmen önemli -ki "başlamak yolun yarısıdır" derler. Kaleme aldıkların bizler için ilginç, eğitici, düşündürücü ve eğlenceli olabilir ama sanırım esas bu yazıların iki güzel evladın için değerli olacak...
Bari benden de dünyalar tatlısı, güzeller güzeli filan diye bahsedeydin ya!
Yorum Gönder